şamatalı köy kitap özeti kısa

ŞAMATALI KÖY KİTAP ÖZETİ KISA

                Vaktin birinde bir dede varmış. Dedenin dolabında her daim    elma, ya da   meyve olurdu. Bize, meyveyle beraber akide şekeri de verirdi. Ben    böyle bir dedemin olma­sını çok isterim.
Şalgam işinden sonra,    samanların samanlığa taşınmasına gelmişti. Bütün   gün     saman­ların üzerinde tepiniyorduk. Bir gün, samanlıkta kalmak  amacı ile  annemizden izin aldık. O gün , erkek çocuklar bizi    korkuttular. Sabaha karşı hepimiz üşü­müş     uyandık. Hemen eve girip, yatağıma girdim.   Gerçekten de   samanlıkta olduğundan çok   rahat uyunuyordu. Anna, dünyanın en iyi   dostudur. Sadece  ikimizin bildiği o kadar  çok  oyunumuz var ki. Yağmurlu zamanlarda  dedeye uğrar, biz ona gazete okuruz. O da bize öykü   anlatır. Bir gün de, evden gidişinin  öyküsünü  anlattı. Biz de dedeye sorarak ,   evden kaçmaya karar verdik. Anna ile saat 9.30 ‘ da  kaçmak için  anlaştık. Beni uyandırması için  baş parmağıma ip bağlayıp,   sarkıttım. Ansızın   ayak  parmağımda   ağrı duyup uyandım. “  Anna geliyorum” diyerek   pencereye doğru  koştum. Sabah olmuştu , ayağımı çeken  Anna değil, Lasse idi.
KİTAP ÖZETLERİ,şamatalı köy uzun özet,şamatalı köy kitap özeti kısa,şamatalı köy hikaye özeti,şamatalı köy özeti,

               Nihayet   samanların içinde oynamaktan bıktık. Bir gün Güney Çiftliğinin arkasındaki bir yeri  oyun evi yapmaya başladık. Kilimleri de serince,   bir ev olmuş­tu. Ertesi sagün bah  oğlanlar, kahvaltıdan sonra    kayboldular. Neredeyse 1  haftadır   kaybolup, akşam çıkıyorlardı. Takip ettiğimizde, ağaçların  arasında yok oldular. Biz de  köpeği getirdik ve   çocukları çalılıkların arasında yaptığı kulübede yakaladık. Sonra hep beraber  oyunlar oynadık. Neticede  okul başladı .  
       Ben   kitaplarımı güzelce ciltliyorum . Okula yürüyerek gittiğimizden   erken  çıkmamız gerekiyordu.  O gün  öğretmenimiz hasta olduğu için  ders yapılamayacağını öğrendik. Öğretmenimizin kaldığı eve   gittik.   Hepimiz iş  birliği ile onun tüm  işlerini gördük. Dahası  ona yemek  bile yaptık. Ertesi sabah , gene  hastaydı. Biz gene  yardımcı olduk ve bu kez de  yulaf lapası yaptık.  Bir    akşam, “Şamatalı Köy”ün bütün büyükleri, “Büyük Köy”de yapılan  eğlenceye  katılmışlardı. Köyde sadece  biz çocuklar ve yaşlılar kalmıştı. Biz de büyüklerin giysilerini   giye­rek, o gece çok  eğlendik.
            O gün,     yola düştük.  Birbirimizi kaybetmemek amacı ile  el ele verdik.  Çok üşümüştük. Bu gidiş­le eve gidemeyecektik. Zorunlu olarak   yol üzerindeki ayakkabı  tamircisinin evine gitmeye karar verdik. Fırtına     kapısından   savurdu.
Hava kararmıştı  ,  çan sesleri geldi. Kapıya koştu­ğumuzda,   babamın geldiğini görünce ne kadar sevindiğimizi söyleyemem. Eve geldiğimizde annem,   pencerede bekliyordu.
Ağaçların üzeri   karla kaplıydı. Öğretmenimiz tüm  gece uyumamış, bizi düşünmüştü.
 


Share:

3 yorum:

AŞAĞIDAKİ YORUM YAPMA BİÇİMİNİ ANONİM YAPIP YORUM YAPABİLİRİSİNİZ.YORUMLARINIZ BİZİM İÇİN ÇOK DEĞERLİDİR.