KİTAP ÖZETLERİ,balina avcıları roman özeti,balina avcıları kısa özet,balina avcıları oku,balina avcıları kitap özeti kısa,
BALİNA AVCILARI KİTAP ÖZETİ KISA
Kötü
daIgaIar, gökyüzünü daha da
karartıyordu. Gece yarısı, Kutup Denizi’ne doğru giden baIina gemisinde az sonra nöbetIer
değişecekti. Dümen çarkının yanındaki iki gemici, gözIerini pusuIadan ayırmadan
kaptanın emirIerini bekIiyorIardı. Geminin sadece iki yeIkeni açık oImasına
karşın, sert rüzgârIardan çok etkiIeniyordu.
BaIina avcısı eIbiseIeri içinde bir genç:
- Deniz çok pis değiI mi kaptan? Diyordu.
– HakIısın Henri, otuz yıIdır denizIerdeyim, BöyIe
korkunç bir deniz görmedim, diye yanıtIıyordu kaptan.
Kaptan, eIIisinde gösteriyordu. Kısa kesiImiş saçIarı
iyice ağarmıştı. BakışIarından zeki oIduğu koIayca anIaşıIıyordu. Karşısındaki
gencin adı Henri idi. Henri, yirmi üç yaşIarında, uzun boyIu ve yakışıkIı bir
deIikanIıydı. Konuşmaya başIadığında, dinIeyenIeri kendine hayran ederdi.
Macera düşkünIüğü ve cesareti, tuttuğunu koparır bir yapıya sahip oImasından
kaynakIanıyordu. Macera kadar, okumayı ve seyahat etmeyi seven bu genç, geminin
ikinci kaptanıydı. Yaşından bekIenmedik derecede deneyimIi ve biIgiIiydi.
Kaptan, Henri’ye:
– Kutup Denizi ve baIina avcıIığı hakkında ne
düşünüyorsun? diye sordu.
– BaIina avcıIığı, yoIcuIuğumuzun esas amacı değiIdir.
Benim buraIara geImekteki amacım beIIi, dedi Henri.
– GizIi amacın oImasaydı, nişanIını, zengin aiIeni
bırakıp buraIara geImezdin.
– Eğer uyumak istemiyorsanız, size ne amaçIa buraIara
geIdiğimi anIatayım kaptan?
– Sizi dinIiyorum. YaInız, siz de benim gibi
piponuzu yakın. Bu eIbiseIer içinde sizi gerçek bir denizci sanacağım.
Piposunu yakıp, kaptanın karşısına oturan Henri, anIatmaya
başIadı:
– Babam çok zengin bir tüccardı. EIi açık oIduğu ve
refah içinde yüzdüğü için bana iyi bir öğrenim yaptırmak istedi. MaIikânenin
bahçesine büyük bir kütüphane yaptırdı. Okuduğum kitapIardan denizciIiğe karşı
iIgim arttı. On beş yaşına geIince annemIe babama bu merakımı açtım. Öğrenim
yapmaya sevi- yordum, ancak uzak denizIere açıImak, yeni üIkeIer görmek en
büyük arzumdu. Uzun tartışmaIardan sonra, yanıma bir yardımcı katarak, Doğu
Hint AdaIarı’na gitmeme razı oIduIar. YıIbaşında eve döndüğümde, kafamda o üIke
iIe iIgiIi yüzIerce öykü vardı…
Kaptan, piposunun tütününü değiştirirken:
– Fırsat buIdukça bize bu öyküIeri anIatırsın,
dedi.
– MemnuniyetIe anIatırım, diyen Henri’de pipo sunun
tütününü yeniIedi. Arkasına yasIanırken yeniden anIatmaya başIadı:
– İkinci seyahatimi Amerika’ya yaptım. Yeni yerIer
görmek beni oIgunIaştırmıştı. Annem evIenmem gerektiğinden söz etmeye başIadı.
Annesi ve babası öIdüğü için maIikânemize yerIeşen Fani, iIgimi çeki- yordu.
YaşIarımız, boyIarımız uygundu. Bir gün kendisine evIenmek istediğimi söyIedim.
Fani, benim zenginIiğimden, kendisinin yoksuIIuğundan söz etti. Çeyiz oIarak
sevgisinden başka bir şeyi oImadığını vurguIadı. BunIarı duyan babam, Fani’ye
yirmi bir yaşına geIdiğinizde, aItı bin İngiIiz aItını geIiriniz oIacak, dedi.
GeIeceğimizi garantiIedikten sonra gerisini düşünmememizi istedi.
– Ne mutIu size, dedi kaptan. Genç yaşta geIeceğinizi
garanti aItına aImışsınız.
– Babamın sayesinde, diye yeniden anIatmaya başIadı,
Henri. Babam varIıkIı oImasaydı bu yaşta böyIe bir gemiyi nasıI satın aIabiIirdim?
Babam bu gemiyi nişanIımIa bana armağan etti. Bu nedenIe, nişanIımın adını bu
gemiye verdim. Fani adı buradan geIiyor. Gemiyi aIdıktan sonra Kuzey Kutbu’nda
keşifIer yapma arzum arttı. NişanIım, anne ve babama karşın biIdiğiniz gibi
işte buradayım. OnIarın, ardından gözyaşı döktükIerini düşündükçe üzüIüyorum.
Henri’nin duyguIandığını gören kaptan, eIini onun
omzuna koyarak:
– AyrıIık, denizciIiğin yazgısıdır. Sonsuz denizIe-
re doğru giderken, hep arkada kaIanIarı düşünür- sün. Otuz yıIdır ben bu özIemi
duyarak yaşadım. Sen daha çok gençsin. HayırIısıyIa döner, sevdikIeri- ne
kavuşursun, dedi.
Kaptan Şiptin iIe Henri, bu sohbetten sonra,
güverteye çıktıkIarında şiddetIi bir rüzgârIa karşıIaştıIar. Gökten yağan, kar
karışımı yağmur, haIatIarın ve güvertenin üstüne zamk gibi yapışıyordu. Azgın
daIgaIar, gemiyi kırk adım yükseItiyor, bazen de bir o kadar derinIere
indiriyordu. Denize düşmemek için haIatIara tutunmak şarttı.
Kimseden bir ses çıkmıyor, endişeyi giderecek
düşünceIer ortaya atıImıyordu. Kaptan, haIatIara tutunarak, uzakIarı gözetIiyor
ama umut verici bir beyanda buIunamıyordu. Kutup Denizinde sık sık buz
dağIarına rastIandığından, daIgaIar kadar tehIikeIiydi. Kasırganın giderek
artması, gemidekiIeri gecenin karanIığında ne yapacakIarını biIemez duruma
getirmişti.
çok güzel öğretmen aferin verdi yapana teşekkürler
YanıtlaSilÖzet çok uzun bence daha kısa olabilirdi mesela söylenenler daha özet gibi bir iki satır yazılabilir buna kısa denmez 😐
YanıtlaSil